
Satrancın nasıl ve ne zaman başladığına dair net bir bilgiden bahsedilemiyor. Bir rivayete göre; veliaht prenseslere, askeri yönetimi öğretmek için böyle bir oyunun geliştirilmiş olabileceği tahmin ediliyor. Satrançla ilgili en eski kaynaklara ise 6’ncı yüzyılda Hindistan’da rastlanıyor. Satrançtaki orduyu temsil eden taşlar ve fil taşı bu iddiaların doğruluğunu kuvvetlendiriyor.
Hindistan’da oynanan satranç oyununun, çaturanga adı verilen bir Çin oyunundan türediği düşünülüyor. Satranç oyunu zamanla Hindistan, Çin, Kore ve Japonya’da yayılmaya başlıyor. 10’uncu yüzyılda ise Araplar, Orta Doğu ve en nihayetinde Avrupa satrançla tanışıyor.
15’inci yüzyılda Avrupalı soyluların büyük ilgi göstermesiyle satranç artık “Kraliyet oyunu” olarak anılmaya başlıyor. Kilise tarafından kumar olduğu düşüncesiyle yasaklanan satranç, Rönesans döneminde yeniden eski popülerliğini kazanıyor.
19’uncu yüzyılda ise günümüzde oynanan modern satrancın kuralları netleşmeye başlıyor ve satranç turnuvaları düzenleniyor. Zukertort ve Wilhelm Steinitz arasında oynanan şampiyonluk turnuvasında ilk resmi dünya şampiyonu Steinitz oluyor. 1924 yılında Paris’te kurulan Dünya Satranç Federasyonu (FIDE) ile satranç oyunu daha resmi bir kimlik kazanıyor.